yemek

Chorizolu ve rezeneli muffinler

Posted on 5 March 2014

Aslında blogumda da burada da pek yemek tarifi paylaşmıyorum ancak bugün sizlere, geçen yaz denediğim ve ufak değişiklerle yazdığım keyifli bir atıştırmalığı takdim etmek istiyorum: Chorizolu ve rezeneli muffinler. Bu tarifin esası, Ceymi Reyiz’in (Jamie Oliver) yıllık dergilerinin birinde yayımlanmıştı. Ben bazı malzemeleri ve miktarları değiştirdim, aynı zamanda Türkçeleştirdim. Umarım hoşunuza gider. Yanında çay, kahve, gazoz değil buz gibi bir bira öneririm. Tam biralık bir tadı var zira. Chorizonun baharatları ile rezenenin rahiyası da birleşince damağınız ipeksi bir hale bürünüyor. Şimdiden afiyet olsun! * 15 adetRead More

Yavaş ye!

Posted on 19 February 2014

Günlerden bir gün –henüz yemek kültürüyle ilgili bugünkü gibi etraflıca düşünmüyordum, çoğumuz gibi sadece doymak için, pek de sorgulamadan, kafa yormadan yiyordum, ne var ki besin değerlerinden bile haberim yoktu; üniversitenin ilk yılıydı sanırım, ergen sayılacak yaştayım, en deli, kanın damarlarda en hızlı aktığı zamanlar– Slow Food (yavaş yemek) diye bir şey duydum. Nasıl ya? dedim. Fast food’un zıttı mı bu? Peki nasıl oluyor? Ne yapmak gerekiyor? Belli ki ortada bir sorun var ve onlar da çözmek için uğraşıyorlar. BirRead More

Kıtır ekmekler, zeytinyağı ve caciki

Posted on 29 January 2014

Geçen sene, yaz tatili için seçim yapmakta epey zorlandık. İtalya mı, İspanya mı, Sardunya mı, Sicilya mı, Bodrum mu, Datça mı diye yaklaşık 1 ay kafa patlattıktan ve herbirinin artılarını eksilerini değerlendirdikten sonra nihayet karar verdik: Girit’e gidecektik! Münih’ten Girit’e Ryanair’in çok uygun fiyatlı uçuşlarını keşfettik, daha sonra gününe hatta saatine göre borsa gibi bir inip bir çıkan bilet fiyatlarını takip ederek ve haftanın sadece 2 günü karşılıklı uçuş olduğunu da hesaba katarak tatilimizin kaç gün olacağını düşündük: tamı tamına 15Read More

Yemek yazmak

Posted on 22 January 2014

Yemek yemek, insanlığın ilk gününden beri var olan bir eylem, en temel ihtiyaç ve bin yıllardır iklime, coğrafyaya, ekonomik veya toplumsal şartlara ve insan ihtiyaçlarına göre gelişerek harmanlanan uçsuz bucaksız bir kültür. Salt mastarla çekilmiş bir fiil değil, aynı zamanda uğruna kitaplar yazdıracak bir isim, yaşama sevincini anlatan bir sıfat, hayatın temel gayesi olabilen dolaylı/dolaysız bir tümleç, hatta kimilerinin en birinci öznesi, paylaşılarak keyfi çoğaltılan bir amaç. Cennette yenen yasak elmayla başlıyor yaygın inanışa göre sindirim sistemimizin tarihi. Ateşi bulanaRead More