istanbul

İstanbul’un yalnız ve kalabalık vapurları ile Bülent Ortaçgil şarkıları

Posted on 6 October 2011

Vapurlar. İstanbul’un vapurları. Koşup yetişilen, kaçırdıkça uzağa giden, artık yandan çarkı olmayan vapurlar… İki yakasını biraraya getiren İstanbul’un. Sarı-beyaz çizgili deniz bekçileri. Bu aralar Bülent Ortaçgil şarkıları gibiyim; ikidir vapuru kaçırıyorum… İstanbul öyle büyük ki içinden geçmeye kıyamıyorum. Her sabah işe gitmek için, evden çıkıp Moda’nın sevimli sokaklarından -her zaman aynı köşede bekleyen kedilerine selam vererek- yürüyüp Beşiktaş iskelesine varıyorum ve günün en güzel yolculuğu başlıyor. İş yerim Tarabya’da olmasına rağmen Moda aşkım sayesinde birkaç ay önce Moda’nın en pratikRead More

İstanbul neyin başkentiydi kuzum?

Posted on 8 October 2010

2010 yılının sonbaharı iyice hissettirdiği serin soğuk günlerindeyiz; klimaların sıcağa ayarlandığı, radyatörlerin havasının alındığı, yazlıkların baza altına kaldırılıp kışlıkların dolaptaki yerini aldığı ıssız günler… Yani yılın sonuna yaklaşıyoruz hızla ama yine de İstanbul’un gündelik hayatı ve günlük olayları kadar büyük bir hızla değil. Sevgili İstanbul yıllar önce (1923, yine bir sonbahar günü), birilerinin elinden kurtulmuş; belki yıllar içinde çekeceği ızdırapları önceden görüp bu kurtuluşa üzülmüş veya en iyi ihtimalle neyden kurtulduğunu bilemese de kulağa hoş gelen bir kelime olduğundan sevinmiştir.Read More

SergüzeştperverİSTAN: Bir İstanbul Distopyası, 2030

Posted on 1 May 2009

8. Köprü’de (Ergenekon Köprüsü) ite kaka ilerlemeye ve Anatoli yakasına geçmeye çalışırken, şiddetli bir rüzgar köprüyü dalgalandırdı. Önce acaba deprem mi dedim ama fırtına çıkmıştı besbelli. Zaten uzun zamandır deprem falan olmuyordu. Trafik ilerlemediği gibi zaman da durmuştu sanki. Saatime baktım, akrep ile yelkovan yer değiştirmişti. Herkes korna çalmaya başlayınca hava polisi yolu açabilmek için emirler yağdırmaya başladı: “ticari soldan devam et, dört çekerli sen de sağa geç, hadi hadi durmayın devam!” O an araçtan inip kilometrelerce koşmak koşmak koşmakRead More

Centrifikeyşın Yeni Bir Balık Türü Mü?

Posted on 9 April 2009

Ben böyle bir balık türü duymadım açıkçası. İtiraf etmeliyim ki başlık dikkat çeksin, insanlar okusun da kısılmış sesimizi duysun diye böyle yazdım. Çünkü akademik çevreler dışında pek kimsenin bu kavramı duyduğunu, bu kavramın ne çok tartışıldığının bilincinde olduğunu ve en önemlisi bu kavrama maruz kalan alt sınıfın da altında olan hatta sınıfsızlaştırılan ve yok sayılmak istenen insanların neler çektiğinden haberdar olmadığını düşünüyorum. Yani halkım sana yazıyorum akademisyenim sen anla. Sanıyorum buraya kadar yazıyı okuduysanız başlık işe yaradı ve şimdi yazınınRead More