fauna

daha rahmine düşmeden
sevdin beni bekledin
ılık ılık ısıttın içini
yatağımı hazırladın yorganımı kalın
henüz kızıl değildi saçların

fırtına öncesi sessizliği
nedir daha bilmiyordun
beni bekledin
gönüllü yalnızlığına
bilinçli bir son vermek istedin

ve geldi bulutlar
kapladı gökyüzünü
yağmura tutuldun
hiç umursamadın
şemsiyesizdin beni
fütursuzca bekledin
belki eylüldü belki ekim
ve işte rahmindeyim

sıcacık ve ıslak ve karanlık
sessiz ve sakin ve bulanık
şimdiden adımı düşünmeye başladın
artık iki ayrı candın
belki marttı belki nisan
canın sıkıldı yalnızlıktan

çıkayım istedin içinden dışarı
düzelecekti ya benimle her şey
güzelleşecekti birden
ya da sen hep öyle sandın
evvel zamanda yazdığın
masala inanmaktı amacın

kimseyi duymadı kulakların
ve çığlıklarla yollarındaydım
tekmeledim durdum içeriden
sudaki solunum karnımın bağı
çözülecekti ben hiç istemeden
dişsiz, saçsız, oldukça savunmasız
kucağındaydım kulağıma fısıldadın
bense eminim aylardan mayıstı

iyi ki doğdum
iyi ki doğurdun
evet haklıydın
inanılasıydı masalın
her şey düzeldi
her şey güzelleşti
ve sen hiçbir zaman
elimi bırakmadın
seviyorum seni
böylesine devrik
hem canım
hem kanım
hem en kadınım
iyi ki varsın

*Fauna, Sözcükler Dergisi’nin 29. sayısında yayımlanmıştır.

One Reply to “fauna”

  1. Gulden says:

    Dogacan süper bir siir ve sevgin de

Comments are closed.