Sözcükler Dergisi

maden

Posted on 26 May 2012

yerin dibindeyim çok karanlık üzerime çöküyor sanki tepedeki bütün aydınlık simsiyah ellerim, kollarım, ayaklarım kaza süsü verecekler yine, biliyorum kaçınılmaz kaçıp kurtulamaz bir haldeyim kömür gözlerimden alevler çıkıyor kırmızı bağırıyorum kimse duymuyor bütün kulaklarda derin bir sızı gün ışığını bir daha görebilecek miyim acaba diye geçiyor içimden sularına gömülebilecek miyim yine denizin soğuk çocuklarım yokmuş iyi ki evde beni bekleyen bir karım kabul etmesem de bana sorulmuyor ki kaderim ölümmüş böyle yazılmış yazım allah’a emanetmişiz allahsızlar cehenneminde fersahın kelime anlamınıRead More

matruşka

Posted on 28 April 2012

içim içime sığmıyor bugün herbir içimden ben çıkıyorum sanki herbirimin vadesi ayrı, rengi farklı denizin içinden balık bulutun içinden yağmur midyenin içinden inci çıkar gibi ellerim üşüyor sessiz sokaklarda koşuyorum durmaksızın çekilmiş kahvenin kokusu vazgeçilmez uzaklıkta saatleri ileri almışken o gün zamansız sevdalar peşinde koşuyorum herbir aşktan sağ çıkıyorum sanki yaralar alıp devam ediyorum kalbim bedenime sığmıyor bugün mercan gözlerinde yeni bir şeyler arıyorum iyiden iyiye, içten içe iç işlerim karışıyor sen gittikçe seni içime aldığımdan beri herbir içimden senRead More

taş kahve

Posted on 17 August 2010

taş kahve’ye geliyor taş gibi bir hatun oturmuş sakızlı kahve içiyor, sade bir elinde sakızlı dondurması bir elinde fotoğraf makinesi belli afilli biri havalı saçları kırmızı ojeleri kocaman gözleri sürmeli her geçen ona bakıyor en az bir fasıl kem gözler çıkaracak yine kahve renkli falı sanki biraz dertli, biraz telaşlı ama oldukça da serinkanlı şuh bir kahkaha atıyor ansızın beyaz tişörtlü bakıyor, esmer delikanlı hesap diyor ‘üç tele’ yokluyor çantasını, veriyor parayı elleri ateş gibi yanıyor hatun ve ayakları eveRead More

fauna

Posted on 6 May 2010

daha rahmine düşmeden sevdin beni bekledin ılık ılık ısıttın içini yatağımı hazırladın yorganımı kalın henüz kızıl değildi saçların fırtına öncesi sessizliği nedir daha bilmiyordun beni bekledin gönüllü yalnızlığına bilinçli bir son vermek istedin ve geldi bulutlar kapladı gökyüzünü yağmura tutuldun hiç umursamadın şemsiyesizdin beni fütursuzca bekledin belki eylüldü belki ekim ve işte rahmindeyim sıcacık ve ıslak ve karanlık sessiz ve sakin ve bulanık şimdiden adımı düşünmeye başladın artık iki ayrı candın belki marttı belki nisan canın sıkıldı yalnızlıktan çıkayım istedinRead More