Yayımlanan Yazılar

Bavyera Mutfağı-2: Bira

Posted on 10 September 2014

Yaklaşık 200 yıldan beri Bavyera’nın başkenti Münih’te düzenlenen dünyaca ünlü Oktoberfest, bu yıl 20 Eylül-5 Ekim arasında gerçekleşiyor ve ben de dünyanın dört bir yanından 6 milyona yakın turistin akın akın kente geldiği yılın bu en kutlu günleri şerefine, eylül ayı boyunca Açık Mutfak’ı tamamen Bavyera’ya ve Bavyera Mutfağı’na ayırıyorum. Bu taraflara yolu düşecekleri, eğlenirken öğrenmek isteyenleri; güney Almanya‘nın mutfağını, iklimini, gündelik hayatını merak edenleri şöyle alalım. Willkommen auf der Wiesn! (2. yazı: geçen hafta kaldığımız yerden devam) Bira Bavyera biraları, tüm dünyayaRead More

Ekmek, bira ve sosisten daha fazlası: Bavyera Mutfağı

Posted on 3 September 2014

Yaklaşık 200 yıldan beri Bavyera’nın başkenti Münih’te düzenlenen dünyaca ünlü Oktoberfest, bu yıl 20 Eylül-5 Ekim arasında gerçekleşiyor ve ben de dünyanın dört bir yanından 6 milyona yakın turistin akın akın kente geldiği yılın bu en kutlu günleri şerefine, eylül ayı boyunca Açık Mutfak’ı tamamen Bavyera’ya ve Bavyera Mutfağı’na ayırıyorum. Bu taraflara yolu düşecekleri, eğlenirken öğrenmek isteyenleri; güney Almanya’nın mutfağını, iklimini, gündelik hayatını merak edenleri şöyle alalım. Willkommen auf der Wiesn! Yerel bir mutfağı basitçe tanımlamak, onun değerlerini geçiştirmek, dolayısıyla hakkınıRead More

Buzdolabı üzerine (içsel homurdanmalar)

Posted on 6 August 2014

Hiç düşündünüz mü acaba mutfaklarımızın baş tacı, beyaz eşyaların piri, no-frostların kralı caaaağnım buzdolabı, hayatımızda ne kadar büyük bir öneme sahiptir? Eğer siz de benim gibi mütemadiyen yemek düşünen, okuyan, yazan, fotoğraflayan, pişiren biriyseniz; seyahatleriniz müzelerden, heykellerden, vitrinlerden ziyade iyi/yerel yemek odaklı ise; iş tanımınızın satır aralarında bile “günlük olarak buzdolabı kontrolü, yiyeceklerin miktar ve zamanlarının denetimi” varsa elbette baaam! diye oturur birinci sıraya buzdolabının önemi. Geçen yıldan beri, yani İstanbul’dan Münih’e taşındığımdan beri, yani lafın kısası (ve belki de uzunu) sevdiceğimle aynıRead More

Şeftali tüyü alerjisi ve Almanya’daki ilk acil durum hastane deneyimi

Posted on 30 July 2014

Her şeyin bir ilki vardır. Geçen hafta salı gecesi de benim için ilklerle dolu bir deneyim oldu. En yakın dostum NaCI ile Münih Ludwig Maximilian Üniversite Hastanesi’nde bir güzel sabahladık. Hayatımda bugüne dek -çocukken bir tanıdığımızdan daha yavruyken aldığımız Ankara kedimin bana astım krizi geçirtip oksijen tüpüyle tanışmama sebep olması dışında- bedenimi böylesine alt üst eden bir alerjik reaksiyon yaşamamıştım. Ancak tüylü olan her şeye azami dikkat etmem gerektiğini bu son  yediğim dağ şeftalisinden sonra kesin olarak anladım. Daha önceRead More